Alıcı Dil Nedir? Alıcı Dil Becerileri Nelerdir?
Alıcı Dil Nedir?
Alıcı dil, duyumlarımızın zihinde karşılığının bulunması halidir. Duyduklarımızı anlamak ve anlamlandırabilmek için önce bunların zihnimizde bir karşılığı olması gerekir. Çocuğumuzun aşina olduğu kelimelerden oluşan yönergeyi anlayabilmesi alıcı dil becerilerine dayanır.
Örneğin çocuk ‘kedi, mama, ye’ kelimelerine hakim ise ‘kedi mama yedi’ cümlesini anlaması alıcı dil becerilerini gösterir. Eğer çocuk bu cümleyi kendisi kuruyorsa buna da ifade edici dil becerisidir ve içinde alıcı dili barındırır. Çünkü kişi zihninde karşılığı olmayan kelimeyi kullanamaz. Dolayısıyla alıcı dil yeteri kadar olgunlaşmadığında ifade edici dilden gerekli performansı alamayız.
İfade Edici Dil Nedir?
İfade edici dil, zihnimizde kurguladığımız mesajın dışa aktarımı yani üretimlerimizdir. Konuşma dağarcığımız da diyebiliriz. Alıcı dilin ustalaştığımız kısmı ifade edici dil olarak performansımıza yansır. Zamanla alıcı dil dağarcığımızda gerçekleşen artış ifade edici dil dağarcığımızı da genişletir. Bu da konuşmamıza daha uzun ve komplike yapıların kullanımı veya halihazırda var olan yapıların çeşitlenmesi şeklinde yansır.
Alıcı Dil Gelişimi
Öncelikle çocuğumuzun işitme sisteminin doğru çalıştığından emin olmalıyız. Çünkü aksi takdirde çocuk hem kendi sesini hem de dış sesleri algılayıp analiz etme işlemini gerçekleştiremez. Bu da alıcı dilin çok minimal düzeyde kalmasına neden olur.
Alıcı dil becerilerinin kazanımı ilk aylarda başlar. Sadece duyumlarla değil görsel ipuçlarıyla da gelişir. Bu sebeple çocuğun ve bakıcının ortak bağlamda olması çok önemlidir. Çocuğun gözlemleriyle jest , mimik ve hareketleri anlamlandırmasını sağlar. Bunlara eklenen işitsel bilgi ile eşleme gerçekleşir. Diğer duyu organlarından gelen uyaranlarla birlikte zihinde bir bilgi karması yapılır ve ilişkili olan tüm girdiler eşleştirilir. Böylece alıcı dil dağarcığı oluşturulur. Tek ses (a) üretimiyle başlar daha sonra hece (ba) düzeyine geçilir. Zamanla bu hece yapıları çeşitlendirilmeye (ma / da / ba) daha sonrasında ise birleştirilmeye (bada / baba) başlanır. En son aşamada ise anlamlı ve bilinçli şekilde üretilen ilk sözcükler yer alır. Hece tekrarları sırasında çocuğun bilinçsizse ürettiği dile uygun kelimeler olabilir. Fakat bunlar ilk sözcük sayılmaz.
Alıcı dil yalnızca söz düzeyinde gerçekleşen bir beceri değildir. Çocuğun bize verdiği niyet ipuçları , jest-mimikler , ilgi yöneltmeleri ve işaretler de alıcı dil becerilerinin önemli gelişim göstergelerindendir.
Alıcı Dil Becerileri Nelerdir?
- Kategorize edebilme yeteneği
- Konuşmayı fark etme ve konuşmacıya yönelme
- Jest ve mimiklerle ilgisini ifade etme
- Eylemleri bilip gerekirse canlandırabilme
- Varlıkların özelliklerin ve işlevlerini bilip uygun şekilde sınıflandırma
- Bireyleri farklılıklar sayesinde tanıyabilme
Alıcı Dil Neden Bozulur?
Tipik gelişimde alıcı dil yetişkinleri gözlemleme , dinleme ve taklitle gelişir. Fakat genetik yatkınlık, yetersiz çevresel uyaran, işitme kaybı, gelişim geriliği, sendromlar, otizm, nörolojik problemler nedeniyle bu beceri gereken seyirde ilerlemeyebilir.
Otizmde Alıcı Dil Belirtileri
Otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuklarda dikkat , bellek , göz kontağı gibi temel becerilerde tipik gelişimden farklılık görülür. Odaklanma ve bu odağı sürdürme zorluğu yaşamaları , çevrelerine ilgisiz olmalarına ve dolayısıyla da uyaranları kaçırmalarına sebep olur. Bakıcı veya nesnelerle kurulan göz kontağını geç kurmaları veya uzun süre koruyamamaları gelen işitsel uyaran ile görsel uyaran eşleştirmesini yapmayı zorlaştırır ve eşlemeyi olumsuz etkiler. Aynı zamanda bellek zayıflığı da işitsel-görsel ipuçlarının hafızada kalıcı olmasını yani edinimi ve taklidi zorlaştırır. Bunlar da alıcı dilin gerektiği gibi gelişmesine engel olur. Gelişemeyen alıcı dil de ifade edici dile yansıyamaz.
Alıcı Dili Geliştiren Etkinlikler
- Çocuğun , varlık-isim isim eşlemesini yapabilmesi için eşleme yöntemiyle çalışabiliriz. Bebeğin göz teması kurduğu varlıkları farkedip göz teması sırasında varlığın ismini söyleyerek görsel-işitsel eşleme yapmasını sağlayabiliriz.
- İlerleyen yaşlarda dikkatini çekeceğini düşündüğümüz , basit düzeyde üretilebilen kelimeler seçerek tekrar etmesini isteyebiliriz. Kategorileştirme-alt başlıklara ayırma kazanımı kolaylaştırır. Bu sebeple ortak bağlamdaki kelimeleri çalışmak yararlı olacaktır. (Yiyecekler-meyveler-sebzeler)
- Çocuğumuzun ve kendimizin tüm eylemlerini betimlemek de görsel-işitsel bilgi eşleştirmesini kolaylaştıracaktır. (Zıpla diyip zıplamak) (Süt içerken ‘bardaktaki sütü içiyorum’ demek)
- Çocuğumuzla herhangi bir beceriyi çalışırken kullandığımız dil ve materyaller; onun seviyesine uygun , günlük hayatta karşılaşabileceği ve ilgisini çekecek türden olmalıdır. Sık tekrar yapmayı ve sabırlı olmayı da unutmamalıyız.
- Bireyleri tanımada öncellikle aile üyelerinden başlamak kişi-rol eşleştirmesi için faydalı olacaktır. (Fatma=anne / Can=abi) İlerleyen aşamada bireyi göreviyle aynı cümle içinde kullanarak ilerleyebilirsiniz.
- Çocuğu günlük hayata katmak , ona roller vermek ve çevreden izole tutmamak çocuğun evreni anlamlandırabilmesi ve uyum sağlayabilmesi için çok önemlidir. Çocuğunuza çevresini keşfedip öğrenebilmesi için izin vermeliyiz.
Uzman Desteğine Ne Zaman Başvurulmalı?
- Çocuğunuz 2 yaşına gelmiş ve hala üretimi yoksa
- 3 yaşındayken sadece basit düzeyde (1-2 kelimelik) cümleler ile iletişim kuruyor ise
- Bebeklikten beri çevresindeki uyaranlara kayıtsız kalıyor ise
- Ebeveynlerinin yönergelerini anlamlandıramıyor ise uzman bir dil ve konuşma terapistine başvurulmalıdır.