Dil ve Konuşma Bozuklukları

Özgül Öğrenme Güçlüğü

Öğrenme, çocukluk çağından başlayarak ömür boyu devam eden bir süreçtir.

Deneyimlerimizin, işittiklerimizin, gözlemlerimizin ve okuduklarımızın bize kattığı bilgilerle hareketlerimizi şekillendirmemiz öğrenmenin bir sonucudur. Edindiğimiz bu bilgileri farklı durumlar ve olaylar karşısında tepki oluştururken kullanırız.

Yeri geldiğinde bu bilgilerin yetersiz kaldığını fark edip daha fazla bilgi edinmemiz gerekirken yeri geldiğinde ise yanlış olanları doğrularıyla değiştirmemiz gerekir. Bu süreç nörolojik ve fizyolojik olayların dahil olduğu kompleks bir süreçtir.

Aile, çocukla birlikte yapmış olduğu ev ödevleri ve diğer görevlerden yorgunluk/bıkkınlık hissetmeye başladığında, çevredeki başka kişilerden destek isteyebileceğini unutmamalıdır.

Özgül öğrenme güçlüğü bireylerin bu öğrenme sürecinde zorluk yaşamasıyla ortaya çıkan bir bozukluktur.

Özgül öğrenme güçlüğü olan bireyler; konuşmada, okur-yazarlık becerilerinde, akıl yürütme ve problem çözme becerilerinde çeşitli problemler yaşarlar.

Özgül Öğrenme Güçlüğü

Bu alanlardaki olumsuz deneyimlerinin onları öğrenmeden, sosyal ortamlardan ve okuldan uzaklaştırdığını görebilmekteyiz.

Özgül öğrenme güçlüğü olan bireylerin bu olumsuz deneyimlerinin etkilerini erken tanı ve müdahaleyle azaltmak, ortadan kaldırmak mümkün.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Nedir?

DSM-V’e göre, özgül öğrenme güçlüğü okul çağında kendisini göstermeye başlayan nörogelişimsel bir bozukluktur.

Özgül öğrenme güçlüğü her ne kadar okul çağında kendisini gösteriyor olsa da yetişkinlik dönemine kadar fark edilmemiş olma ihtimali de vardır.

Günümüzde toplumun %5’i ile %15’i arasındaki okul çağı çocuklarının özgül öğrenme güçlükleri ile baş etmeye çalıştığı düşünülmektedir.

Öğrenme güçlükleri, kişinin öğrenme yeteneğinin temelini oluşturan okuma, yazma ve matematik alanlarında çeşitli problemler yaşaması ile ortaya çıkmaktadır.

Çocuk üzerinde uygulanan teropatik eğitimin etkisi uzun vadede ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden aile, sabırlı olmalı ve bu sürecin bir parçası olmaktan vazgeçmemelidir.

Özgül öğrenme güçlüğü olan bireylerin zekaları normal ya da normalin üzerinde olabilmektedir. Ayrıca bu bireylerin, belirgin bir ruh hastalığı, beyinlerinde herhangi bir patoloji ya da duyusal bir özürleri yoktur. Özgül öğrenme güçlükleri, problem yaşanılan alana göre sınıflandırılmaktadır.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Nedir?

Okuma alanındaki güçlükler disleksinin, yazma alanındaki güçlükler disgrafinin, matematik alanındaki güçlükler diskalkulinin temelini oluşturmaktadır.

Öte yandan, sadece okuma, yazma ve matematik alanlarındaki problemlerden bahsetmiş olsak da özgül öğrenme güçlükleri bireyi birçok alanda daha etkilemektedir.

Aile içi ilişkiler, arkadaşlık ilişkileri, akademik başarı, sağlıklı bir duygu durum hali özgül öğrenme güçlüklerinden etkilenen diğer alanlara örnek olarak verilebilir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Neden Olur?

Öğrenme güçlüğüne neden olan kesin olarak kanıtlanmış bir faktör bulunmamaktadır. Bununla beraber çok güçlü genetik faktörlere dayandığı düşünülmektedir. Bu teoriyi destekleyen bazı araştırmaların sonuçları bize gösteriyor ki:

Bir bireyde öğrenme güçlüğü türlerinden biri olan disleksi varsa, kardeşinde ya da çocuğunda disleksi gözükme ihtimali yaklaşık %40’tır.

Buna karşılık disleksi olmayan bir bireyin kardeşinde yada çocuğunda disleksi gözükme ihtimali yaklaşık olarak %5-6 civarındadır.

Özgül öğrenme güçlüğü tek bir gen ile kontrol edilmemekte olup özgül öğrenme güçlüğünde birçok genetik mekanizmanın etkili olduğu düşülmektedir.

Özgül öğrenme güçlüğünün tanısında yardımcı olacak semptomlar ve özgül öğrenme güçlüğünün erken işaretçileri insan yaşamındaki dönemlere göre ayrıldığında şu şekildedir:

(Erken Çocukluk Çağı) Belirtileri

  • Gecikmiş konuşma
  • Yeni sözcükleri yavaş edinme
  • Seslerin/hecelerin yerlerini değiştirme (vami –mavi-, çak- kaç……)
  • Ses bilgisel olarak benzeyen sözcükleri karıştırmak (kay- kal, salı-sarı-sayı, kel-gel, pil-bil )
  • Tekerlemeleri, ninnileri ve çocukluk şarkılarını öğrenmede zorlanma
  • Koordinasyon zayıflığı (sakarlık)
  • İki veya daha fazla eylem içeren yönergeleri takip etmede güçlük

(Okul çağı) Belirtileri

  • Kronolojik yaş seviyesinin altında bir akıcılık ve doğrulukla okuma
  • Kelimelerdeki sesleri ayırmada güçlük
  • Aynı kelimeyi bir okuma parçasında birkaç defa geçse de birbirinden farklı şekilde yanlış okuma
  • Hecelemede güçlük
  • Akranlarına oranla kısıtlı kelime dağarcığı
  • Sesleri benzeyen harfleri karıştırma (d/t, b/p, f/v)
  • Görsel benzeyen harfleri karıştırma (s/ş, d/p, h/n, f/t)
  • Okula gitme konusunda isteksizlik
  • Aşina olunmayan sözcükleri okumada güçlük (mikroskop, galaksi vb.)
  • Anlamsız sözcükleri okumada güçlük (lömoko, gratna, keribfa vb) ve İşitsel ayırt etme konusunda zorlanma
  • Okuma yazma içeren etkinliklerde olağanın üstünde zaman harcamak
  • Okumaktan kaçınmak
  • Tahtada yazılanları veya başka bir kağıtta yazılanları kopyalamada güçlük
  • Koordinasyon sorunları

Ergen ve Yetişkinlerde Görülen Belirtiler

  • Çocukluktaki birçok belirti ergenlik ve yetişkinlikte de geçerlidir.
  • Sözcükleri yanlış telaffuz etme
  • Sesli okuma yapmaktan kaçınma ve çekinme davranışı
  • Yabancı dil öğreniminde güçlük
  • Hikayeleri özetleme ve ana fikir bulmada zorluk
  • Deyimleri, mecaz anlamlı söylemleri, atasözlerini, şakaları ya da direk söylenmeden anlam çıkarılarak anlaşılan durumları anlamada güçlük

Özgül Öğrenme Güçlüğü Tedavisi

Özgül öğrenme güçlüğü yaşam boyu süren bir bozukluktur ancak bilinenin aksine Özgül öğrenme güçlüğü bir hastalık değildir bu nedenle tedavisinden bahsedilemez.

Bu bozukluğun düzeltilmesinde kullanılan yöntem ise ayırıcı tanının ardından bireyin gereksinimleri ve zorlandığı alanlar özelinde hazırlanmış terapötik süreçtir.

Disleksi tanısı konulmadan önce bireyin bazı becerileri kronolojik yaşına göre değerlendirilmelidir. Bunlar;

  • Alıcı dil
  • Dinlediğini anlama
  • İfade edici dil
  • Hece farkındalığı
  • Ses bilgisel farkındalık
  • İsimlendirme hızı
  • Harf farkındalığı
  • Sözcük okuma
  • Okuma akıcılığı
  • Okuduğunu anlama

Bunların yanında bireyin zorluk yaşadığı alanların yetersiz eğitime maruz kalmaktan değil de özgül öğrenme güçlüğünden kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak üzere 3 aşamalı “müdahaleye tepki “değerlendirmesinden de geçmesi gerekmektedir.

Tüm bu değerlendirmeler sonucunda belirlenen alanlar üzerinde yoğun bir terapötik süreç başlatılır. Bireyin gereksinimleri göz önünde bulundurularak multisensöriyel (duyusal, görsel, dokunsal) uyaranlar terapi sürecinde öğrenimi kolaylaştırılması açısından sıkça kullanılır. Terapi süresi her bireye özgü olarak değişmektedir.

Özgül Öğrenme Güçlüğünde Erken Tanının Önemi

Araştırmalardan edindiğimiz bilgilere göre kanıta dayalı fonolojik işlemlere müdahaleleri eğer çocuklar henüz birinci sınıftayken başlarsa normalde %12-18 civarındaki disleksi yaygınlık oranı ilerleyen yıllarda %1.6-6 oranlarına kadar düşmektedir.

Bu çocukların çoğu akranlarını yakalayabiliyor ancak müdahale programlarına başlama süresi çocuk 3. Sınıfa gelene kadar ileriye atıldıysa bu çocuklar müdahale alsa dahi %74’ü lise yıllarında dahi devam eden ciddi problemler yaşamaktadır. Bu problemler okuma, matematik gibi özgül öğrenme güçlüğünün tipine göre farklılık gösterebilir.

Çocukluk çağında fark edilen erken işaretçiler için göz ardı edilmeden bir dil ve konuşma terapistine danışmak oldukça önemlidir.

Zayıf okur-yazarlık becerileri çocukların akademik başarılarına olumsuz yönde yansımakta, okulda zorlanan çocuklar okula gitme ve öğrenme konusunda isteksizlik göstermekte bu isteksizlik ise akranlarının gerisinde kalmalarına ve zaman ilerledikçe akranları ile aralarındaki farkın açılmasına neden olabilir. Bu nedenle de erken tanı ve müdahale elzemdir.

Ailenin Yaklaşımı Nasıl Olmalı?

  • Aile, öncelikle çocuğunun yaşadığı güçlüğü kabul etmelidir. Bu durumun hangi faktörlerden kaynakladığının farkında olarak çocuğun deneyimlediği herhangi bir başarısızlık durumunda onu suçlu durumuna düşürmemelidir.
  • Aile, çocuğun bu güçlükle daha rahat başa çıkabilmesi için teropatik ve psikolojik destekleri sağlamak için gayret göstermelidir.
  • Aile, yaşanılan bu güçlük hakkında okulu ve öğretmenleri bilgilendirerek onlarla işbirliği içerisinde olmalıdır. Ayrıca bu işbirliği, ailenin bu durum içerisinde kendilerini yalnız hissetmemeleri için de etkili bir yoldur.
  • Aile, çocuklarının yapacağı herhangi bir iş ya da görev için onları cesaretlendirmeli ve yüreklendirmelidir. Herhangi bir başarısızlık durumunda bile onların arkalarında olduğunu çocuklarına hissettirmekten kaçınmamalıdırlar.
  • Aile, çocuğun yapabileceği basit işlerden başlayarak daha zor ve komplike işlere doğru yönlendirmelidir. Bu şekildeki bir yaklaşım çocuğun başarısızlık duygusunu en az deneyimlemesinin bir yoludur.
  • Aile, çocukla birlikte yapmış olduğu ev ödevleri ve diğer görevlerden yorgunluk/bıkkınlık hissetmeye başladığında, çevredeki başka kişilerden destek isteyebileceğini unutmamalıdır.
  • Çocuk üzerinde uygulanan teropatik eğitimin etkisi uzun vadede ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden aile, sabırlı olmalı ve bu sürecin bir parçası olmaktan vazgeçmemelidir.
  • Aile, özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların diğer çocuklardan ayıran pekçok olumlu özellikleri olduğunu unutmamalıdır ve çocukların bu özellikleri keşfedebilmeleri için onlara destek olmalıdır.

Uzm. Dkt. Aleyna Tekin

Lisans eğitimi süresince birçok özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde ve özel kliniklerde klinik gözlemlerini tamamlayan Uzm. Dkt. Aleyna Tekin, İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dil ve Konuşma Terapisi Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programını tamamlamıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Hemen Bilgi Al!