Çocuklarda Dil Gelişimi
Dil; bizlerin iletişim kurmak, isteklerimizi, ihtiyaçlarımızı, duygularımızı ve düşünlerimizi aktarmak veya bildirmek amacıyla kullandığımız değerli bir araçtır.
Dilin etkin bir şekilde kullanımı, iyi birer iletişimci haline gelmiş bireylerin hayatlarına birçok alanda olumlu katkı sağlamaktadır. İyi bir iletişimci haline gelmiş birey toplumda kendini daha iyi ifade edebilir, insanların ondan beklentilerini daha iyi anlayabilir.
Dili anlama ve ifade etmedeki becerilerinin iyi olmasıyla da sosyalleştiği ortamlarda, akademik ve iş hayatında bu becerilerin olumlu yansımalarıyla karşılaşması olasıdır. Bu nedenle dil insan hayatı için önemli unsurlardan biridir.
Dilden bahsederken dili anlama ve istediklerini ifade etme becerisi olarak iki beceriden bahsetmek gerekir. Bu beceriler alıcı dil ve ifade edici dil becerileri olarak adlandırılır.
Çevreden gelen komutları ve mesajları anlayabilme becerisi alıcı dil becerisidir.
Örneğin çocuğunuza masanın üzerindeki bardağı gösterip bardağı ver dediğinizde çocuğunuzun bardağı alıp size vermesi çevreden gelen mesajı algılayabildiğini gösterir. Fakat alıcı dil becerisini ölçmek için yalnızca bu yeterli değildir.
Yaşı baz alındığında istenilen norm değerlerine uygun olarak alıcı dil becerisi sergilemesi gerekir.
Benzer şekilde kendi isteklerini ve mesajlarını çevresinin anlayabileceği şekilde ifade edebilmesi, ifade edici dil becerisi olarak adlandırılır. Bu beceri de yaşıyla paralel olarak değerlendirilmelidir.
Örneğin; ilk 6 aylık dönemde çocukların acıktıklarını ağlayarak ifade ettiklerini görürüz fakat 1 yaşından büyük bir çocuğun yavaş yavaş kelime düzeyinde “mama” gibi ifadelerle tek sözcük kullanarak açlığını ifade etmesi yaşıyla paralel bir dil gelişim izlediğini gösterir.
Aşağıdaki yazıyı inceleyerek çocuğunuzun dil gelişimi hakkında fikir edinebilir, olası bir gecikmeden şüphelenmeniz durumunda bir dil ve konuşma terapistinden değerlendirme seansı talep edebilirsiniz.
0 – 2 Ay Dil Gelişimi
Bebeklerin ilk iletişim girişimleri ağlayarak açlıklarını ya da rahatsızlıklarını ifade etmekle başlar. Doğumdan sonraki ilk bir aylık evre “ ağlama evresi” olarak adlandırılır.
Doğumdan sonraki birkaç haftalık süreçte bebekler etraflarındaki seslere tepki vermeye başlar. Yüksek ses duyduklarında irkilirler ya da kendisiyle konuşulurken sese dikkat kesilir, dinlerler. Ağladıklarında aşina oldukları bir ses duyduklarında sessizleşirler.
Özellikle annelerinin seslerine karşı seçici hale gelirler. İkinci aydan sonra bebeklerin “Gığıldama evresine” geçtiğini görürüz. Gığıldanma evresinde ağlamanın yanında /g/ ve /k/ seslerini içeren sesler duyulur. Örneğin; “ooo”, “aagg” gibi sesler duyulabilir.
4 – 6 Ay Dil Gelişimi
Kısa bir zaman sonra 3. Evre olan “babıldama evresine” geçiş yaparlar. Bu evrede kendi dillerinin dil yapısına uygun heceler üretirler.
Bu heceler çoğunlukla /b/, /p/ ve /m/ seslerini içeren kısa üretimlerden meydana gelir. Bu evrede çocuklarının Ba-ba-ba, de-de-de gibi heceleri ürettiklerini duyduklarında aileler çocuklarının baba ya da dede dediğini düşünseler de aslında anlamlı bir şekilde baba ya da dede kelimesinin üretimini bu evrede gözlemlenmek için henüz çok erkendir.
Alıcı dil becerisinin geliştiğini duyduğu sesin yönüne doğru bakışlarını çevirmesinden anlarız. Hoşlandıkları şeyler olduğunda gülümsedikleri görülür.
7 – 12 Ay Dil Gelişimi
Bu aylarda çocukların dikkati üzerine toplamak için sesler çıkardıkları görülür. Babıldamaları daha uzun ve akıcıdır.
Taklit becerilerinde; ses taklitleri, bazı jest ve mimik taklitlerinde gelişmeler görülür. 1 yaşa ulaştıkça “baba, mama, anne” gibi bir ya da iki sözcük kullanabildikleri görülür.
Alıcı dil becerilerindeki gelişmeler ise şu şekildedir; çevresindeki konuşmaları dinler, “gel, at” gibi tek kelimelik yönergeleri anlayabilir, sık kullanılan belirli nesnelerin ( süt, su, bardak, mama vb.) adlarını tanımaya başlarlar.
1 – 2 Yaş Dil Gelişimi
1 yaş çocuklardan ilk anlamlı sözcüklerini duymaya başlandığımız yaştır. “Tek sözcük dönemi” olarak adlandırılır.
Bu dönemde çocuklar sözcükleri tek tek kullanırlar ve bu kullandıkları tek bir sözcükle farklı şeyler anlatmaya çalışırlar.
Örneğin; bu dönemde “anne” diyen bir çocuk bu sözcükle başka bir ihtiyacını da ifade etmek istiyor olabilir. İlk sözcüklerle birlikte sözcük dağarcığındaki sesler giderek artar.
18. Ay civarında sözcük patlaması görülür. Sözcük patlaması yaşayan çocuklar kısa zamanda birçok yeni sözcük öğrenebilirler.
2 yaşına yaklaştıkça çocuklarda “iki sözcüklü dönem’e” geçiş başlar. Bu dönemde de çocukların basit iki sözcüğü yan yana getirerek cümle kurabildikleri görülür.
Örneğin; “anne gel, baba ver, abi git vb.” Alıcı dil becerilerindeki değişim; basit yönergeleri veya soruları anlayabilmesiyle ve uygulayabilmesiyle gözlemlenebilir hale gelir.
Bununla beraber bu dönemde bazı vücut bölümlerini tanıyıp gösterebilirler. Sık kullanılan nesneleri işaret edip gösterebilirler.
2 – 3 Yaş Dil Gelişimi
2 yaş civarında “iki sözcüklü” dönemde olan çocuklar zamanla kendilerini üç sözcüğü yan yana getirerek ifade etmeye başlarlar.
Çocukların daha uzun cümleler kullanarak kendilerini ifade etmeleri bu dönemde birbirleri arasındaki farklılıkları daha çok ortaya koymaktadır.
3 yaştan önce çocuklar /m/,/n/,/p/,/t/,/d/,/g/,/k/,/y/, /h/ gibi sesleri edinir ve kullanır. 2 yaşındaki bir çocuğun konuşma anlaşılırlığının %50 civarında; 3 yaşında bir çocuğun konuşma anlaşılırlığının ise %75-90 olması beklenir.
Bu yaştaki çocukların konuşması aile bireyleri tarafından rahatça anlaşılmaya başlar. Alıcı dillerindeki gelişim ikili komutları anlamaya başladıklarında fark edilebilir haldedir.
Çocuğunuza al bu topu kutuya koy ve kapağını kapat dediğinizde bu ikili yönergeyi anlayıp uygulayabilir.
Sıcak-soğuk, içinde- dışında, git- dur gibi zıt kavramları anlamaya başlar. Kapı sesi veya telefon sesi duyduğunda heyecanlanır, kendi cevap vermek isteyebilir.
3 – 4 Yaş Dil Gelişimi
Bu yaşlarda çocukların 4 veya daha çok sözcüğü birleştirerek daha karmaşık cümle yapıları kullandığını görebiliriz.
Çocuklar evde olanları, ilgisini çeken şeyleri, ilginç deneyimlerini anlatmaya ve onlar üzerinde konuşmaya başlarlar.
Konuşmaları akıcı bir hal alır ve çevresindeki insanlar tarafından kolayca anlaşılır. Konuşma anlaşılırlığının 4 yaş civarında %90-100 olması beklenir. 4 yaşındaki bir çocuğun r ve l sesleri dışındaki sesleri edinmiş ve kullanıyor olması gerekir. r ve l sesleri diğer seslere göre biraz daha geç edinilen seslerdir.
Alıcı dillerindeki gelişimler şu şekildedir; basit 5n1k sorularını anlayabilirler, başka bir odadan çağırıldığında duyabilir. Bu yaşlarda herhangi bir işitme problemi varsa çevresi tarafından fark edilebilir.
Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler
Dil gelişim basamaklarını incelediğinizde çocuğunuzun yaşıyla paralel bir dil gelişimi gösterdiğini düşünmüyorsanız bir dil ve konuşma terapistinden görüş almanız sizin için faydalı olacaktır.
Dil gelişimini etkileyebilecek birden fazla faktör vardır ve bunların değerlendirilerek erken tanı ve müdahalede bulunulması çocuğunuzun akranlarını yakalayabilmesi ve gelişimsel bir makas aralığı olmadan büyüyebilmesi için önemlidir. Dil gelişiminde gecikmeye neden olabilecek faktörler;
Çevresel Faktörler
Çocuklar dili ve dilin yapısını çevresindeki insanlardan maruz kalarak öğrenirler. Yeteri kadar dile maruz kalmamış, uyaran almamış çocukların dil gelişiminde gecikmeler görülmektedir. Bu nedenle ailenin çocukla olan iletişimi ve eğitim düzeyi gibi çevresel faktörlerin çocuğun dil edinim kalitesi üzerinde etkili olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Zeka ve Bilişsel gelişim
Bilişsel gelişim ve zeka, dil gelişimi ile yüksek oranda ilişkilidir. Mental retardasyon veya Gelişim geriliği görülen çocuklarda dil gelişiminde de gerilik olabileceği beklenebilir.
Genel Sağlık ve Fiziksel Durum
Uzun süren hastalıklar, 0-3 yaşta gözüken işitme kayıpları, otizm spektrum bozukluğu gibi nörogelişimsel bozukluklar, down sendromu gibi bazı sendromlar, nörolojik etiyolojisi olan hastalıklar, motor planlama bozukluğu olan apraksi gibi hastalıklar veya bozukluklar dil gelişimde gecikmeye neden olabilir. Bunların yanında konuşma organlarının fiziksel olarak bir anomaliye sahip olması da dil gelişimini etkileyebilmektedir.
Biyolojik Faktörler
Ailesinde gecikmiş dil ve konuşma öyküsü bulunması da çocuğun dil gelişimindeki olası bir gecikmede değerlendirilmesi gereken bir faktördür. Bunun yanında doğum öncesi, sırası ve sorunda karşılaşılan olumsuz durumlar, erken doğum gibi faktörlerinde dil gelişimi üzerinde olumsuz etki yaratabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Cinsiyet
Kız çocukları erkek çocuklarına oranla daha erken dil ve konuşma gelişimi gösterebilirler. Fakat cinsiyet farkından doğan bu farklılık sadece birkaç ayla sınırlıdır.
Erkek çocuğunuz olmasına rağmen erkek çocukları geç konuşur düşüncesiyle hareket etmek doğru değildir.
Dil gelişim basamaklarını incelediğinizde bir gecikme olduğunu düşünüyorsanız bir dil ve konuşma terapistinden görüş almalısınız.
Çocuklarda Dil Gelişimde Ailenin Etkisi
Çocuklar dili çevresindeki insanların konuştukları dile maruz kalarak edinirler, öğrenirler. Bu nedenle çocukların dil edinim sürecinde ailelerin onlara iletişim fırsatları yaratmaları, dil gelişimini destekleyici aktiviteler düzenlemeleri çocukların dil gelişimine oldukça katkı sağlamaktadır.
Dil gelişimini desteklemek için çocuğunuza kitap okuyabilir, kitabın üzerindeki hayvanları ya da görselleri adlandırabilir, çocuğunuzun ilgisini takip ederek onun liderliğinde oyunlar oynayabilir, mümkün olduğunca etraftaki nesneleri adlandırabilir ve işlevlerinden bahsedebilirsiniz.
Anneler veya çocukla ilgilenen bakıcılar genelde çocuklarının ne istediklerini en ufak işaretlerinden anlayabilirler fakat çocuklara iletişim fırsatları yaratabilmek için onların istediği şeyi ifade etmesini beklemeniz daha doğru olacaktır. Çocuğunuzun sevdiği oyuncakları ulaşamayacağı noktalara koyup sizden talep etmesini bekleyebilirsiniz.
Günümüzde teknoloji hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Telefonlar, tabletler yalnızca biz yetişkinlerin değil çocukların da büyük ilgi odağı haline geldi.
Çocukların oyuncak arabalar, bebeklerle oynamaktan çok telefona ilgi duyduğunu rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Bu konuda yetişkinlerin çocuklarının ekran sürelerini takip etmeleri çok önemli çünkü dil edinim yaşlarında ekran süreleri uzun olan çocukların dil gelişiminin olumsuz etkilendiği düşünülmektedir.
Telefonla, tabletle zaman geçiren çocuklar iletişim kurmaya daha az ihtiyaç duyar hale gelebilirler. Bu konuda ailelerin dikkatli davranması gerekmektedir.
Çocuklarda Dil Gelişimindeki Problemlerin Olası Belirtileri
Dil gelişimindeki gecikmeleri erken işaretçiler sayesinde önceden öngörebilmek mümkündür. Çocuğunuz;
- İlk 3 aylık dönemde gülümsemiyorsa,
- 4-7 aylık dönemde olmasına rağmen babıldayamıyorsa,
- 7-12 aylık dönemde olmasına rağmen yalnızca birkaç ses çıkarabiliyor, istediklerini işaret edemiyor ya da jest ve mimik kullanımı sınırlıysa,
- 7-24 aylık dönemde başkalarının dediklerini anlamıyorsa,
- 12-18 aylık olmasına rağmen yalnızca birkaç sözcük biliyorsa,
- 18-24 aylık dönemde olmasına rağmen 2 sözcüklü cümleler kuramıyorsa,
- 2 yaş civarında olmasına rağmen 50 den az kelime çıktısına sahipse,
- 24-36 aylık dönemde 100’den az kelime çıktısına sahipse ve henüz iki sözcüklü cümle kuramıyorsa,
Dil gelişiminde problem yaşadığı söylenebilir. Bunların dışında çocuğunuz sizi çok iyi anlamasına ve istediği şeyleri jest ve mimik kullanımıyla ifade etmesine rağmen akranlarına göre sözel çıktısı azsa veya yoksa bir dil ve konuşma terapistinden görüş almalısınız.
Dil gelişiminde gecikme yaşayan çocuklar genelde kendilerini ifade edemedikleri, isteklerini anlatamadıkları için hırçın ve sinirli olabilirler. Bu durum sözel çıktıların artmasıyla çoğunlukla çözümlenir.
Dil Gelişiminde Problem Yaşayan Çocuklarda Ne Yapılmalı?
Dil gelişiminde problem yaşayan çocukların öncelikle bir dil ve konuşma terapistinden değerlendirme seansı almaları gerekmektedir.
Değerlendirme seansında çocukların dil gelişimlerinin yanında genel motor ve bilişsel gelişimlerinin de değerlendirilmesi yapılır.
Alıcı dil ve ifade edici dil becerilerinin akranları ve biyolojik yaşları göz önünde bulundurularak standartize edilmiş değerlendirme testleriyle kıyaslaması yapılır. Böylelikle beklen düzeyde bir dil gecikmesinden mi söz ediliyor yoksa daha ileri bir düzeyde mi anlaşılmış olur.
Değerlendirme seansında ailenin çocukla olan iletişimi de incelenerek gerekli duyulursa aile- çocuk iletişiminde olumlu yapılandırılmalar yapılabilir.
Değerlendirme seansının sonunda toplanan veriler ışığında terapide izlenilecek yol belirlenir.
Çalışılan yaş grubunun küçük olması dolayısıyla seanslar çoğunlukla oyunlar ve oyuncaklar kullanılarak yapılır.
Terapiye koopare olamayacak kadar küçük olan çocuklarda terapist aileye danışmanlık vererek de dolaylı bir terapi yöntemi izleyebilir.
Aile danışmanlığında terapistler çocuklara doğrudan müdahale etmekten çok ailenin yaklaşımına, yapması gerekenlere veya yapmaması gerekenlere, sözel çıktıların nasıl desteklenebileceğine dair yapıcı yönlendirmelerde bulunurlar.